SEYİDHARUN VELİ KİTAPÇIĞI

SEYİDHARUN VELİ KİTAPÇIĞI

SEYİDHARUN VELİ KİTAPÇIĞI

ilçemizin önemli ziyaret yerlerinden olan inanç turizmi açısından önem arzeden Seydişehir’in kurucusu Seyit Harun Veli ve Şeyh Hacı Abdullah Efendi hazretlerinin hayatlarını içeren kitapçık bastırdı. Bastırılan bu kitapçıklar Seyit Harun Veli ve Şeyh Hacı Abdullah Efendi hazretlerinin dışarıdan gelen ziyaretçilerinin faydalanması için bu iki türbeye konulmak üzere Seyit Harun Veli Camii Dernek Başkanı Mahmut Kurt’a teslim edildi. Tanıtım kitabında yer alan Seyit Harun Veli ve Şeyh Hacı Abdullah Efendi Hazretlerinin kısa hayatı Yrd. Doç Dr. Şerafettin Yıldız’ın araştırmasından yararlanıldı. Başkan İbrahim AYPAR bu tanıtım kitabını hazırlamaktaki amacımız “Bu güzel şehrin kurulmasına vesile olan Allah dostu Seyit Harun Veli Hazretlerinin, en güzel coğrafyada yer alan Seydişehir’imizin ve ilim irfan sahibi, Şeyh Hacı Abdullah efendinin hayatlarının yeni nesillerimize daha iyi tanıtabilmek adına mütevazı bir çalışma yapmak istedik. Hemşerilerimizin bildiği gibi bu değerli şahsiyetlerimizin ziyaretine yurt içi ve dışından turistler ziyaret etmektedir. Bu amaç doğrultusunda, rızıklaşmamıza sebep olan Allah dostlarına karşı vefa borcumuzu yerine getirmek hem de şehrimizi ziyaret eden turist sayısını daha da artırarak ekonomik hayatımıza katkı sağlayabilmeyi arzuladık. Hazırladığımız bu eseri Seyit Harun Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği yetkililerine teslim ediyoruz. Bu noktada özellikle esnafımızın ve halkımızın şehrimizin tanıtımında önemli sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. Başlattığımız bu çalışmada esere kaynak olan Selçuk üniversitesi öğretim görevlisi Hemşehrimiz Sayın, Yrd. Doç.Dr. Şerafettin Yıldız beye katkılarından dolayı minnettarlığımı belirtirim. Bu vesile ile halkımızın, naçizane hediyemizi hoş görmelerini ve içinde bulunduğumuz kurban bayramının ulusumuz insanına aydınlık yarınlar getirmesini dilerim. Allah c.c. Allah dostlarının şefaatlerine nail eylesin.” SEYYİD HARUN VELİ HAZRETLERİ Konya'nın Seydişehir ilçesini kuran büyük bir velidir. Horasan bölgesinde doğmuş olup doğum tarihi belli değildir. Zamanın âlimlerinden ilim tahsil etmiş, amcasının vefatı üzerine Horasan bölgesinin emirliğine getirilmiştir. Bu görev sırasında büyük babası Harun Keramet'in ve amcasının kabrini sık sık ziyaret ederdi. Bu ziyaretlerinden birinde hatiften şöyle bir ses duydu: "Ey Harun! Rum diyarına çık. Karaman ilinde, Küpe Dağı'nın doğu eteklerinde bir şehir kur. O şehrin halkı Salih ola. Şaki olanın sonu hayırlı olmaya" diyordu. Bu sesi daha sonra da duymaya başladı. Bunun üzerine Harun Veli ileri gelenleri topladı ve onlara: "Ey yarenlerim! Büyük dedem ile amcamın kabirlerini ziyaretlerim sırasında bir hal oldu" deyince onlar ısrarla ne olduğunu anlatmasını istediler. Bunun üzerine, duyduklarını anlatarak onlardan izin istedi. Dünya taç ve tahtını terk edip, kendisini tamamen Allah yoluna verdi. Belde halkı, idareciliği bıraksa da memleketi terk etmemesini, din yolunda da kendilerine yardımcı olmasını ısrarla istediler. O da kendisini takip edeceklere yardımcı olmaya söz verdi. Ve halkın bir kısmı bu yönde izine düştüler. Bir gün yine hatiften kendisine biri bulutun rehberlik edeceği, bulutun yok olduğu yer, gitmesi istenen yer olduğu bildirildi. O da hazırlıktan sonra yanına sadık bağlılarından kırk kişi alarak bulutu takip ederek yoluna devam etti. Bulut onu önce Bağdat'a götürdü. Orada kendisini Şeyh Alâeddin adında bir zat bekliyordu. Harun Veli Hazretleri'ni Bağdat'a bir konak mesafede karşıladı. O zat da seyyid idi. Müritleri Harun Veli'ye olan aşırı iltifatını yadırgadılar. O da onlara: "Susunuz, bu zatın kim olduğunu biliyor musunuz? Eğer siz onun kim olduğunu bilseydiniz, böyle konuşmazdınız. Seyyid Harun büyük bir velidir. Peygamber Efendimizin soyundandır. Ana tarafından soyu, Veysel Karanı Hazretleri'ne ulaşır"dedi. Seyyid Harun hazretleri beraberindekiler uzun ve meşaggatli yolun ardından önce Konya, sonrada Kafile yoluna devam ederek Çumra civarında bir yerde konakladı. Burada su yoktu. Halkın su isteği Seyyid Harun Veli Hazretleri'ne malum oldu. Ve: "Size su mu gerek?" diye sordu. Asasını bulunduğu yere sapladı ve aynı yerden bir su fışkırıverdi. Oraya küçük bir mescit yaptırdı ve yine yoluna devam etti. Bulut gittikçe yere yaklaşıyordu. Tepeyi aştıklarında, kendilerine rehberlik eden bulut, ovanın batı kısmında yer alan bir dağın eteklerinde kayboluverdi. Seyyid Harun Veli Hazretleri, o dağın Küpe Dağı olup olmadığından şüpheliydi. Burası bugün Kara viran nahiyesi olarak bilinen yerdi. Kırk gün kadar orada kalıp araştırmalarına devam etti. Bu sırada bölge halkı yeni misafirlerinin durumundan bir şey anlamayıp onu denemeye kalkıştılar. Sağ bir kişiyi bir kilime sarıp tabuta koydular. Ve Seyyid Harun Veli Hazretleri'nin önüne getirdiler. O "Ölü adına mı namaz kılalım, diri adına mı?" diye onları ikaz ettiyse de bundan bir şey anlamayıp: "Hiç diri adına namaz kılınır mı? Elbette Ölü adına kılacağız" dediler. Hazret: "Öyleyse alın cenazenizi yıkayın, sonra namazını kılarız" dedi. Tabutu açtıklarında adamın ölmüş olduğunu gördüler ve yaptıklarına pişman oldular. Seyyid Harun Veli Hazretleri'nin büyük bir zat olduğu da bir daha ortaya çıkmış oldu. Seyyid Harun Veli Hazretleri, "Ey Harun! Dağa doğru yaklaş" diye bir ses duydu. İşaret edilen dağa doğru yol alırken, Haydar Baba ve iki talebesini önden gönderdi. İleride pusu kuran şakiler iki talebeyi şehit ettiler. Haydar Baba geri dönüp olanları Seyyid Harun Veli Hazretleri'ne anlattı. O da kafilenin önüne düştü. Şakiler kaçtılar. İleride gökkuşağı gibi bir nur göründü. Seyyid Harun Veli, yerleşecekleri yerin orası olduğunu yanında bulunanlara müjdeledi. Yerleşme yerinde birçok kerameti görülen Seyyid Harun Veli Hazretleri'ne, Müslümanlardan başka, orada bulunan birçok Hıristiyan da inanarak Müslüman oldular. Birlikte yüce Veli'nin de manevî desteğini alarak Seydişehir meydana getirildi. SEYYİD HARUN VELİ CAMİİ Seyyid Harun Camii, Seydişehir'in güney kesiminde, Seyyid Harun-ı Veli Külliyesi içindedir. Külliyenin çekirdeği ve ana yapısıdır. Yapılışından sonra, zaman zaman onarımları yapılmışsa da bu onarımlar mevzii olmuş, esastan sonra onarımı, külliye ile birlikte son yıllarda Vakıflar İdaresi tarafından yapılmıştır. Bu onarım sırasında caminin kuzey yönü ve bitişiğindeki türbelerin dış kaplamaları tamamen yenilenmiş, külliye bahçesi ile birlikte bir duvarla çevrilmiştir. Seyyid Harun Cami'sinin inşaatına ait herhangi bir tarih kitabesi bulunmamakla birlikte, şimdilik elimizde tek kaynak olan "Menâkıb-ı Seyyid Harun Veli" adlı yazma eserden, caminin Seyyid Harun tarafından, onun ilâhî bir ilhamla bir şehir kurmak üzere buraya geldiği yıllarda yapıldığı anlaşılmaktadır. Adı geçen Menâkıbnâme'de Seyyid Harun Veli Hazretleri, Eşref oğulları Beyliği'nin bu bölgede hüküm sürdüğü yıllarda, Eşreefoğlu Mübarüziddin Mehmet Bey zamanında (l302-l322) buraya geldiğinde ve Camii'nin l302-l322 yılları arasında yapılmış olması gerekmektedir. Bizim Menâkıbnâme ifadesinden anladığımız, camii'nin Seyyid Harun Hazretlerinin ölümünden en az on yıl önce tamamlandığıdır. SEYYİD HARUN TÜRBESİ Seyyid Harun Camii'nin Kuzey cephesine bitişik üç kümbetten sağdaki ilk kümbet, Seyyid Harun Velî Türbesidir. Türbe son yıllarda Vakıflar idaresince onarılmıştır. Türbe, 6-10, 6-l0 m. Boyutlu kare plân üzerine oturmaktadır. Köşedeki kesme taşlarla örtülü gövdesi üzerinde yine sekiz yüzlü piramidal bir külâh bulunmaktadır. Piramidal külah, belirli bir yükseklikten sonra içe doğru kıvrıldığı için basık görünmektedir. Oysa bütün kare plânlı, piramidal külâhlı kümbetlerde külâh belli eğiliminde normal yüksekliğine ulaşmakta, göze daha hoş gelmektedir. Gövdesi üzerindeki saçaklar ve düz silmeler taş kaplıdır. Türbenin kuzeyindeki kapısı, sivri kemerli bir niş altında basık kemerlidir. Her iki kemerin arasına altında mermer kabartma, sülüsle yazılmış, tek satırlık kitabe yerleştirilmiştir. Kitabe şöyledir; Türkçe'si; (Bu kutlu türbe, yoksulların efendisi, Allah'ın rahmetine kavuşmuş ve günahları bağışlanmış olan Seydi Harun'un yirmi üç rebi'ül-evvel yedi yüz yirmi de ölmesi üzerine inşa edildi.) Bu kitabeye göre, Türbe, 23 Rebi'ül-evvel 720 (3 Mayıs 1320) tarihinde ölen Seyyid Harun Veli Hazretlerinin ölümünden hemen sonra, belki de aynı yıl yaptırılmıştır. Türbe içerisinde üzeri sıvanmış tuğla örgü sanduka da Seyyid Harun Veli Hazretlerine aittir. Sandukanın başucundaki kemerli yüzey, firuze renkli altıgen, dörtgen, yamuk, üçgen çini levhalarla doldurulmuştur. Panonun ortasında yer alan iki kare çini levha üzerine Allah (c.c.) kelimesi kazınarak yazılmıştır. SEYDİŞEHİR’Lİ ŞEYH HACI ABDULLAH EFENDİ (h.1222-1320/1806-1903) H.1222 (M.1806) tarihinde Bozkır'ın Karaca hisar köyünde doğmuştur. Babası aynı köyden Ali oğlu müderris Yeğen Mehmet Efendi, annesi Bozkır'ın Karaca ardıç köyünden Sarı Fakih kızı Zeynep Hanımdır. İlköğrenimini babasından görmüş, onun ölümünden sonra Hoca köy (Üçpınar Kasabası-Bozkır) müderrisi Mehmet Kutsi Efendi (ö.1853)'nin derslerine katılmış ve ondan 1833 yılında icazet almıştır. Bundan sonra Seydişehir'e yerleşen Şeyh Abdullah Efendi, Seydişehir'in şimdi yıkılmış bulunan büyük medresesinde, 36 yıl müderrislik yapmış, pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Memiş Efendi olarak tanınan Nakşibendî Şeyhi Mehmet Kutsi Bozkırî'den Nakşibendî tarikatının Hâlidî kolu şeyhliği icazeti alan Hacı Abdullah Efendi, hocasının 1852 yılında Seydişehir'in Çavuş nahiyesinde vefatı üzerine, Seydişehir'de Nakşibendî Şeyhliği postuna oturmuştur. Uzun yıllar Nakşibendî Şeyhi olarak çevresinde büyük saygı gören Şeyh Abdullah Efendinin şöhreti giderek Konya ili sınırlarını aşmış, uzak şehir ve kasabalardan şeyhi görmek üzere gelen ziyaretçilerin sayısı her geçen gün artmıştır. 1869 yılında medrese hocalığını oğullarına bırakan Şeyh Hacı Abdullah Efendi, bu tarihten sonra her sabah Seyyid Harun Camii'nde cemaate tefsir dersleri vermiş, ondan sonraki zamanını ibadetle ve tefekkürle geçirmiştir. Bir gün Konya Vâlisi Ferîd Paşa, Hacı Abdullah Efendinin ziyâretine geldi. Birkaç gün Seydişehir'de kalan Paşa, Hacı Abdullah Efendinin sohbetlerine katıldı. Paşa ayrılmak üzere izin isteyince, Hacı Abdullah Efendi, işlerinin hayırlı olması için Paşaya duâ etti. Paşa ayrılırken; "Duâ buyurun efendim! İlk fırsatta ziyâretinize tekrar geleceğim." deyince, Abdullah Efendi; "Seydişehir'e son gelişiniz, bir daha görüşemeyeceğiz." buyurdu. Bu sözlerden Ferîd Paşa üzülünce,Abdullah Efendi; "Merak etmeyin netice hayırlıdır." dedi.Seydişehir'den ayrılan Ferîd Paşa, Antalya Sancağına teftiş için gitti. Burada sadrâzam olduğuna dâir telgraf alarak hemen deniz yoluyla İstanbul'a gitti. Bir daha Seydişehir'e gelmek nasîb olmadı. ................................................................................ Hacı Abdullah Efendi, bir ara hac farizasını yerine getirmek için Hicaz'a gitti. Medîne'de Peygamber efendimizin kabr-i şerifinin bulunduğu Hücre-i Saâdetin etrafındaki Şebeke-i Seâdete girmek istedi. Ravza-i Mutehheranın muhâfızlarına; "Burayı açın ben içeri girmek istiyorum."dedi. Muhâfızlardan biri; "Buranın anahtarları bizde yok. Burada bir meşâyih heyeti vardır. Onlar toplanır, karar verir ve ancak onların kararıyla burası açılır. Babam da bu heyetin başkanıdır." dedi. Hacı Abdullah Efendi; "Öyleyse babanıza haber verin." buyurdu. Muhâfız gidip durumu babasına söyleyince babası; "Meşâyih heyetinin herbiri bir yerde. Şu anda onları toplamak mümkün değildir." cevâbını verdi. Muhâfız durumu Hacı Abdullah Efendiye bildirince, ellerini kaldırıp; "Essalâtü Vesselâmü aleyke yâ Resûlallah, Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Habîballah." derken kapının kilidi düştü ve kapı açıldı. Şebeke-i Saâdette tam yedi saat ayakta durdu. Bu arada meşâyih heyeti de toplanıp, geldi. Muhâfızlardan durumu öğrenince, Hacı Abdullah Efendiye tâzim ve hürmet ettiler. ..................................................................................... Gönüller sahibi, hayırsever bir bilgin olan Şeyh Hacı Abdullah Efendi, 26 Zilhicce 1320 (26 Mart 1903) Perşembe günü 97 yaşındayken Seydişehir'de vefat etmiş, mezarı üzerine Sadrazam Mehmet Ferit Paşa ve Sultan II. Abdülhamit'in yardımı ile türbesi yaptırılmıştır. Türbe 1955 yılında temelinden itibaren onarılmıştır. Hızır Mescidi olarak tanınan türbede, ailesi ve oğulları Hacegân (ö.1906), Hacı Ahmet (ö.1918) ve Hacı Şâkir (ö.1909) metfundur. Kızları: Şerife, Haticedir. ŞerafettinYILDIZ [email protected] ŞEYH HACI ABDULLAH EFENDİ TÜRBESİ Şeyh Hacı Abdullah Efendi Türbesi, Seyyid Harun-î Veli Hamamı'nın kuzey batısındadır. Türbe, l903 yılında ölen Müderris ve Nakşibendî tarikatı şeyhi Hacı Abdullah Efendi için Sultan İkinci Abdülhamit Han emriyle yaptırılmıştır. Eski şekli bozulmadan, 1955 yılında temelden onarılan Türbe, dikdörtgen plânıdır. Duvarları yarı kesme taş kaplama ve çimento derzli olup, üzeri kiremit döşeli ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Kemerli pencerelerinden ışık alan Türbe içerisinde, sıvalı taş ve ahşap sandukalı 7-8 kitabesiz mezar vardır. Bu mezarlar Şeyh Hacı Abdullah Efendiye, oğulları Şeyh Hocaken, Hacı Ahmet ve Hacı Şakir'e müridlerinden Uşaklı Hacı Hekim Ali'ye, Şeyh Abdullah hanımı Hacı Arife'ye, Şeyh Abdullah kızı Şerife Kadın'a, Şeyh Hâcekân Efendi eşi Emine Hanım'a ve aileden diğer hanımlara aittir. Türbenin tavanı son yıllarda gümüşü renk, madeni plâkalarla kaplanmış, duvarları hattat Yaşar Göç eliyle sülüs yazılarla donatılmıştı. FATİHA SURESİ Okunuşu: Elhamdü lillâhi rabbil'alemin. Errahmânir'rahim. Malikî yevmiddin. İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în, İhdinessırâtel müstakim. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn. Anlamı: Hamd, âlemlerin Rabbi, merhametli olan, merhamet eden ve Din Günü'nün sahibi olan Allah'a mahsustur. (Allahım!) Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, nimete erdirdiğin kimselerin, gazaba uğramayanların, sapmayanların yoluna eriştir. KABİR DUASI Bismillahirrahmanirrahim "Esselâmu 'aleykum ya ehlel-kubur Yağfirullâhu lenâ ve leküm Entüm selefünâ ve nahnü bil-eseri Ve innâ inşâellâhü biküm lâhıkûn Esselâmu 'aleyküm dâre kavmin mü'minîn Ve etâküm mâ tû'adûne ğaden müeccelûn Ve innâ inşâallâhu biküm lâhikûn Allâhümmağfir liehli bakî'ıl-ğarkad Esselâmu 'aleyküm ehled-diyâri minel-mü'minîne vel-müslimîne ve innâ inşâallâhu biküm lâhikûn Es'elullâhü lenâ ve lekümül-'âfiyeh. Allah (c.c.) Ziyaretlerinizi ve Dualarınız kabul etsin.

sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara baskılı poşet baskılı poşet cinsel sohbet deneme bonusu su böreği sipariş